Hakkımda

Fotoğrafım
izmir, konak, Türkiye
this is the another way to touch the earth. just imagine and try to do something to anything. touch the people, touch the lives, touch the souls

19 Temmuz 2010 Pazartesi

O-HA! Rock Fest !

Her şey gitgide uzaklaşıyor birbirinden. hatta artık kendi tanımlarından bile uzaklaşanlar var. adında rock olan bir festivalde rock grubu sayısının birkaç tane olması gibi. O-HA! diyorum sadece. insanların elinden bu hakkı alamazsınız eyyyyy festivali hazırlayan gönüllü(!)ler. festivalin adını değiştirin ne yaparsanız yapın. bana ne ve kime ne derim o zaman. kendi kitlenizle eğlenirsiniz ne güzel, bizimde canımızı sıkmazsınız böylelikle.

neyse, oldu bitti tabi. ama sıkıntı sadece sahnede değildi tabi. değişimler devam ediyor algılarda yanılgılar sürüyordu. büyümemiş yetişkinler çocukluklarından eksik kalmış günleri yaşıyordu. bu güzel bir şey tabi ama ergenliklerinden eksik kalan günleri yaşamaya kalktıklarında can sıkıcı hatta çirkin oluyor. hele ki benim umrumda olan insanların umrunda ise bu insanlar. dünyaya döndürdüğümde ise teşekkür alıyorum. istemem. masum değiliz hiçbirimiz diyerek özetliyorum bu kısmı.

bir de bırakın artık insanları sürekli yargılamayı. bu kötü bu çirkin bu kim demeyi. sen belirleme o kendisi belirlesin, biliyordur zaten neyin kötü neyin çirkin neyin ne için olduğunu. fikrini söylemek istersen söyle tabi, ama abartma! kabartma! sonra aptal olma! ben bilirim, o bilir neyi neden yaptığımızı, sen ise gördüklerinle yetinir kendi ayıbını örtersin belki böylelikle. saygılı ol artık hayata, insanlara ve kendine karşı. en çok bunu isterim senden, kendine karşı saygılı ol azcık. ya da yaşamaya çalışmayı bırak artık ergenlikten kalan eksik günlerini. ya onu bırak ya ötekini rahat bırak.

bu sıralarda izmir'de yaşanan tavşanın U dönüşü olayı var birde :) trajikomik. iki cümlesi yaşananları özetledi bana. ağzının payını bir güzel alan tavşan, arzularını çöpe atıp(güya) arkadaş canlısı oldu. ondan önce neydi? (bakınız lütfen)

sahnede halkların kardeşliği diye güzel bir laf ettikten sonra şarkı sonrası teşekkürlerini yalnızca kendi anadilinde söyleyen müzisyen kişisi, ne yapıyon lan sen, hani nerde kardeşlik??? kalleşlik ulan seninkisi. o güzel lafından sonra türkçe(festival türkiye'de) ve ingilizce(epey de turist vardı) de söyleseydin teşekkürlerini senin yaptığın provokasyondan çıkardı bi güzel ama senin hareketin bölücülüğe kadar uzandı gitti.

zaten bu sene sakindi benim için bu festival öncekilere nazaran. iyi de oldu. kafamı dinledim. ne yapmak istiyosam onu yaptım. sahilde müzik yapanlara yanaştım usulca. etkinliği, eğlenceyi dışından izler buldum kendimi önceleri hepsinin merkezindeyken. eğlendiren iken eğlenen, eğlenmeye çalışan oldum. bu his de güzeldi.

en güzel zaman "pasaj" grubunun öncülüğündeki hippi orkestrasıyla geçirdiğim zaman oldu. tamamen doğaç, enstrumanını kapıp gelen hatta yapıp gelen herkese açık olan olayda güneşin altında müzik yapıp deliler gibi kudurduk. damacanalarla serinletti arkadaşlar sağolsunlar. kendimizden geçtikçe geçtik.


bir ara iki eski sevgilimin arasında buldum kendimi çimlerde kumrularımı yerken. dilek mi tutucam şimdi diye düşünürken kaçtım gittim ordan uzaklara azcık.
arka taraftaki kayalıklar beni aldı götürdü. çekti kendine bende bıraktım kendimi. bir koydan öteki koya atlar oldum. kum falan yok tabi bu koylarda, sadece kayalar. ufak tefek girintilerde keyif yapan, takılan tiplerle küçük festivallerimizi yaptık oracıkta. oralardan denize uçmak harika bir şeydi, en huzurlu anlarıydı festivalin benim için. sonra geri yüzeye çıkamamak bile eğlenceliydi. en fazla yarım saatlik arkadaşlıklar, keyifli paylaşımlarla doluydu kayalıklar.



bir daha gider miyim bu olanlardan sonra....
tabiki evet :) güzelliklerini alır dönerim evime olur biter. sahneside onların olsun kendi kendilerine eğlensinler, ben takılmama bakarım arkadaş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder