Hakkımda

Fotoğrafım
izmir, konak, Türkiye
this is the another way to touch the earth. just imagine and try to do something to anything. touch the people, touch the lives, touch the souls

29 Eylül 2010 Çarşamba

Osmanlı'nın ABD'yi haraca bağlaması


ABD bayrağı taşıyan ilk geminin Cezayir açıklarında Osmanlı donanması tarafından ele geçirilmesinin üzerinden 225 sene geçti. Olayın belgesi Yale Üniversitesi'nin hukuk fakültesi arşivinde ortaya çıktı.
Osmanlı'nın ABD'yi haraca bağladığı belge Türkçe kaleme alınan 22 maddelik anlaşma ABD'nin iki asrı aşkın tarihinde yabancı dille imzalanan tek belge olma özelliği taşıyor.
Yıl 1783...

Avrupa standartlarına göre mütevazı da olsa yeni bir denizci devlet olan ABD denizlerde tek başına bayrak gezdirmeye başlar. Daha 25 Temmuz 1785'te bu yeni bayrağı taşıyan ilk gemi Cezayir açıklarında Osmanlı gemileri tarafından ele geçirilir. Bu gemi Boston Limanı'na bağlı Kaptan Isaak Stevens'ın idaresindeki Maria'dır. Arkasından Philadelphia Limanı'na bağlı Kaptan O'Brien'ın Dauphin'i de aynı akıbete uğrar. 1793 Ekim ve Kasım aylarında 11 ABD gemisi daha Osmanlıların eline geçer...

ABD Kongresi 27 Mart 1794'te Osmanlı denizcilerine karşı koyacak güçte savaş gemileri inşa edilmesi veya satın alınması için Başkan George Washington'a 700 bin altına yakın harcama yetkisi verir. Böylece ABD Osmanlı tehdidi karşısında donanmasının temellerini atmış olur. 5 Eylül 1795'te ABD bu tehdide karşı bir anlaşma yapmayı kabul eder.

Anlaşmaya göre ABD Cezayir'deki esirlerin iadesi ve gerek Atlantik'te gerekse Akdeniz'de ABD sancağı taşıyan hiçbir tekneye dokunulmaması karşılığında 642 bin altın ve yılda 12 bin Osmanlı altını (216 bin dolar) ödemeyi kabul eder. Dili Türkçe olan ve 22 maddeden oluşan anlaşmaya Başkan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı imza koyar. Böylece ABD yıllık vergiye bağlanmış olur. Bu ABD'nin iki asrı aşkın tarihinde yabancı bir dille imzalanan tek anlaşma olduğu gibi yabancı bir devlete vergi ödemeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir.

ABD'nin 225. yıldönümünde Yale Üniversitesi'nin arşivinde ortaya çıkan belgeye Başkan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı imza koyar. Belgenin dili 'Original in Turkish' ifadesi ile baştan belirlenir. Tarihi belgenin ortaya koyduğu önemli bir husus da ABD Başkanı George Washington'ın dönemin Sultanı Üçüncü Selim tarafından muhatap görülmemiş olması. Çünkü anlaşma Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı tarafından imzalanır. 22 maddelik anlaşmanın tamamı 'avalon.law.yale.edu/18th_century/bar1795t.asp#1' adresinden incelenebilir.

25 Eylül 2010 Cumartesi

mutluluk = = = yalan




İstediğini vermek lazım insanlara. Mutlu olmaları için ne gerekiyorsa yapmalı. Sevmek gerekir bazen, bazen terslemek gerekir, bazenler artar gider böyle ama en önemlisi yalan istediklerinde yalanı da çekinmeden söylemek gerekir. Bunun eksikliği var bende galiba.

21 Eylül 2010 Salı

PAUSE BLUESKY




sevgilimden ayrılmış gibi hissetmiştim 3 yıl önceki grubum dağıldığında. o da bana birçok şey katmıştı tabi. sonrasında uzunca bir küskünlükten sonra ayaklarımı sağlam basa basa dikilmiştim ve bluesky grubunda bulmuştum kendimi. önceki hepsinden daha planlı, programlı, ciddiyet sahibi bir gruptu. çok güzel zamanlar geçirdik. gergin zamanlar da geçirdik. çok müzisyen değişti bu yüzden zaten. derken stabiliteyi sağlamıştık bir güzel.

bluesky'ın güzel günlerine veda ettik bugünlerde. bu sefer kötü hissetmedim kendimi. yaşanacak olan yaşanır ve kim nasıl istiyorsa öyle yaşar neticede. kimseyi tutamam kimsenin de beni tutmayacağı gibi. ben PAUSE dedim, başkası da kendine göre yorumlayabilir.

eğlendirdiğimizden çok eğlendik, çok çok eğlendik :) teşekkür demek gerek yine de herkeslere.

(resim "http://cizgigunluk.blogspot.com/" blogundan alıntıdır.)

19 Eylül 2010 Pazar

dördüncü

Sevgili dördüncü şahıs. Seni ivedi biçimde aramıza bekliyoruz. Yokluğun iyice hissedilmeye başlandı tarafımdan bugünlerde ona göre. Bu akşam yine çok andık seni yemekte. Bu sefer altı kişilik yaptım yemeği(selçukla ben ikişer kişilik yedik). Bakalım ne zaman geliceksin.

18 Eylül 2010 Cumartesi

Duyular




sadece bir çeşit ses çıkarabilseydik. havlamak gibi, ya da öğürmek ya da bambaşka acayip bir ses. hayat daha kolay olurdu sanki. koklaşırdık bolbol, konuşup işleri zorlaştırmazdık. aynı dili konuşmamıza rağmen anlaşamıyoruz çoğu zaman. koklamak iyidir o yüzden. daha çok seviştirir de.

bir de iki kulak bir ağız olayı var. konuşmaktan çok dinlemek gerek o yüzden. ama dinlemeden konuşuyoruz zaten.

bir görme duyusu da parmaklarımızın ucunda olsaydı ne rahat olurdu :) işaret parmağımızda sadece. diğerleriyle dokunmak yeterdi. zaten değişik bir mekanizma geliştirirdi vücudumuz. dokunmadan duramaz çünkü.